6 Eylül 2014 Cumartesi

Her gecem sahur tadında..

Düzensiz çalışma saatlerimizden dolayı, yemek saatlerimiz erken oluyor, bu yüzden gece yemek yiyorum
Metabolizmam da, "Çiğdem yesin, zaten bugün 17.00'den beri bir şey yemiyor" diyor...
Köpek de "hav hav" dedi diye kemik yağıyor?! 
Yani gece yemek yemeyi malesef seviyorum. Ve ardından, uykumu kaçıran bir pişmanlık yaşıyorum..
Bu pişmanlığı giderip, ruhumu hafifletmek için dergide okuduğum, "ev işi yapmak,kalori yakar" makalesinde olduğu gibi, kendimi ev işine vuruyorum.. 
-Gece çamaşır toplamak; balkondan uçan bir çorap,
-Bulaşık yıkamak; bütün ev ahalisini şangır şungur sesle uyandırmak,
-Yer silmek; gece wc'ye kalkanın düşmesi.
- Zaten ütüye girdiysem direk kusayım daha iyi, durum fena demek.. Yani günde 2 saat spor yapılarak eritilen bir dilim keki, ben tabak kaldırıp, çorap dürerek yapıyorum! Kimi kekliyorum?
Kalkacak halim yoksa, bu sefer içeceklerden medet umarım. Soda ile yeşil çay içtiğim an, sanki asit içmişim,her şey erimiş, gitmiş gibi olur. Dürümü, makarnayı ben yememişim gibi de, fosur fosur uyurum..
Gece kabus görmüş gibi uyanıp, bari bisiklet çevireyim diyerek, yattığım yerde debelenip yemek yemeye tövbe ettiğim zamanlar da oluyor. O zamanları da uyuyarak değerlendiriyorum.. 
Gerçi Atalar, "Can boğazdan gelir" sözünü, laf olsun diye söylediklerini düşünüyorum, o yüzden "Allah açlıkla terbiye etmesin" de diyorum
Gecemiz hep sahur, sahurumuz hep bayram olsun diye de ekliyorum...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder