Rahmetli Selim Sesler'in Taksim'de fasılda çıktığını duyunca hemen aradım. Gittim, mezelere baktım, oturulacak yerleri seçtim, pastamı ayarladım, kıyafetimi seçtim, düğün gününü bekleyen gelin gibi beklemeye başladım.
Tabii öncesinde kuaföre gittim, makyajımı yaptırdım, sonra tıkır tıkır mekana gittim. Gittiğimde elektrik yoktu. Gelen arkadaşlarım klasik mum görme espirisi olan "- ay çok romantik olmuş! Benim için mi?" esprilerine tebessüm ettikten sonra gelmeyen elektrikle, mum ışığı eşliğinde 'Live Concert Selim Sesler' başladı.
Gelen elektrikle birlikte müzikte hareketlenmeye başladı ve oynamaya başladık.
Her şey yolunda giderken kuzenim bayıldı.
Oynamayı bırakıp koşturduk yanına. Rakıları bıraktık, kolonyayı aldık elimize, avcunu, boynunu ve boğazını ovduk kuzenimin. Bu arada arkadaşım Aslı 'korkudan' ambulansı çağırıyor ama büyük kuzenim hariç kimseye söylemiyor. Zaten Aslı "- söylesek mi Çido'ya?" dediğinde de "- burayı ben zor buldum, ambulans nasıl bulacak?" demesiyle rakı tokuşturmaya devam ediyorlar.
Kuzenim kendine gelip oynamaya başlayınca keyfimiz yerine geliyor, ta ki daracık kapıdan geçmeye çalışan sedyeyi görene kadar. Sedye rahmetli Sesler'in yanına kadar gelmişti. Şaşkın bakışlara Aslı noktayı koydu, 'korkudan aradığını', elinde rakı bardağı ile itiraf etti. Göbek atan kuzenim doktor eşliğinde dışarı çıkartılıp kontrole götürüldü.
Geldiğinde doktorun yanına değil de wc'ye gidip gelmiş gibiydi ve oynamaya devam etti.
Bu kadar olaydan sonra pastam geldi. Pastayı annem 'hediyem' demişti. Hediye olacak diye de abartmıştı. Nişan pastası büyüklüğündeydi ve Barbie'nin evi gibi pespembeydi. Görkemli ! pastamı kestikten sonra tekrar oynamaya döndüğümde masanın çoğunun yerinde olmadığını fark ettim. Garson "- herkes tuvalette abla ,kahvesini alan gitti." demesiyle wc'ye gittim. Hakkaten kahvesini yaptıran klozetin kenarına oturmuş, sırasını bekliyordu. O kadar yorulmuştum ki, bu sahne de normal gelmişti bana ...
İçimde tarifsiz bir mutluluk vardı, ama tam 43 kişiydik o gün. Beni görmek isteyen, seven 43 kalp...
Birşeyleri doğru yaptığımın kanıtıydılar. Dostluk emek vermeden olmuyordu, ne güzel ki doğru kalplerle tanışmışım. Barbie evi gibi pastamla onları karşılamışım...