İlkokul öğretmenim dahil hepsi o kadar korkunçtu ki, onlara rağmen okumayı bırakmadığımdan dolayı ben kendimi tebrik ediyorum
İlkokulda geçen 5 senem, dikkat dağınıklığı sorunumu bildiği halde yediğim dayaklarla geçti
Ardından Fettullah hocanın eğitim kurumlarında 'öbür tarafı' gitmeden tanıma şansına eriştim ablalar sayesinde ..
Orta ve lise öğrenimim kredili sistemin başıydı..yanlış tercihler, yönlendirmeler,100 kişilik sınıfta derste sıkılıp örgü örmelerim ile ,çalışmadığım sınav günü öğretmeni odasına kitleyerek , tembel arkadaşlarımla öğretmenimizin arabasının yerini değiştirip 'çalındığını 'söyleyip sınavdan kaçmalarla, ve tabii dayakla geçti
Ateist bir ressamla kavgalı, ama eğlenceli yetenek sınavına hazırlanmam ise hayatımın dönüm noktası oldu
Üniversitede ise kaprisli soyağacı sayesinde, yeteneğinden çok egosunun gelişmiş olduğu öğrenim görevlileri ile eğitim hayatımı tamamladım
Gelen gideni aratır sözü benim öğretmenlerim için geçerlidir benim hayatımda
Üniversite eğitimimi tamamladıktan sonra, anaokulunda resim öğretmeni olarak görev yapmaya başldığımda ise, yılların hıncını öğrencilerimden çıkardım. Maaşı az olmasına rağmen sevgi vererek de eğitim olabileceğini,kimsenin şımarmayacağını, bunca sene bu ızdırabı boşuna çektiğimi anladım
Okul yıllarım ızdırap dolu geçse de, bildiğini sakınmadan anlatabilmek bambaşka bir sanat.
Çalıştığım her işte de eğitim koçu olarak çalıştım . Bilgi öğretmenin, paylaşmanın keyfini ben doyasıya yaşadım . Eğitimcilerimiz de bunun keyfini yaşadıkları gün, bizim de eğitim sistemimiz değişecek, buna inanıyorum.
Gerçi günümüzdeki imam hatipli sistem, kız erkek ayrımlı sınıflar ile, ideolojiler ne kadar savunulur, beyin göçü ne kadar engellenir muamma
"Ne de olsa öğrenen öğrenememişse,öğreten öğretememiştir" der Fransızlar...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder