İşi bıraktığım şu dinlenme döneminde, haliyle çay kahve sohbetlerine daha da çok dahil oluyorum. "Nasılsın,iyi misin" in hemen arkasından 'eee Çiğdem'cim ne zaman göreceğiz gelinlikle seni?'' 'Kısmetse bir defile sonunda giyeceğim' diyememek beni çok üzüyor bu durumda. Ben yoruldum, insanlar yorulmadı sormaktan. Usta gazetecilere taş çıkarırcasına, elde kahve, umursamaz bir tavırla gelir bu sorular. O surat ifadesine zaten mecburen cevap vermek zorunda bırakılıyorsun psikolojik olarak. "Kısmet" demekten dilim damağım kurudu. Herkes olmuş ıssız adam, olamayanın da cinsel tercihi değilim. Mutlu olduğuma da inandıramıyorum üstelik.
Bana verilen kamberlik statüsünden gayet memnunum. Gidiyorum, oynuyorum, altınımı takıyorum ve görevim bitiyor. Evlendiğimi düşündüğümde ise bambaşka senaryolar çıkıyor. Ev kurma dönemi, en zoru talep edilen eşyalar, halılar, kilimler, "alacak tabii ki"ler . Ben şahsen adama kıyamazdım, kocam olacak sonuçta. Ne borca sokayım der, öğrenci evi gibi eve gelin olurdum herhalde. Düğünde tek hayalim, çayır çimen olsun, çingeneler gelsin, çıplak ayak koşturalım. Kuzu çevrilsin, yayık ayran verilsin (bkz: mevlüd) şaraplar, rakılar, eğlenilsin den ibarettir. Otelde, ya da kokteyl olarak hayal etmedim hiç. Nikah şekeri de gereksiz gelir bana. Hep onun yerine mutfak önlüğü şeklinde yapardım davetiyeyi. Herkes takar gelirdi. Balayı da Allah kerim. Bakıldığında çok talepkar olmayan isteklerim var. Ama bunları isteyen erkek de yok. Erkekler şu an kadınlardan daha lüks düşkünü, daha talepkar. Kadınlar olarak izlediğimiz filmlere, dizilere, kitaplara takılı kaldığımız için, dağları delip, bizimle evlenen prensimiz için her şeye 'evet' diyen, yani cazip olmayan profildeyiz. Akıl sır ermeyen bu duruma yapacak tek şey, Erkin baba dinleyip, ruhumuza söz geçirmek... "bize de bir gün kader güler inşallah"...
Bana verilen kamberlik statüsünden gayet memnunum. Gidiyorum, oynuyorum, altınımı takıyorum ve görevim bitiyor. Evlendiğimi düşündüğümde ise bambaşka senaryolar çıkıyor. Ev kurma dönemi, en zoru talep edilen eşyalar, halılar, kilimler, "alacak tabii ki"ler . Ben şahsen adama kıyamazdım, kocam olacak sonuçta. Ne borca sokayım der, öğrenci evi gibi eve gelin olurdum herhalde. Düğünde tek hayalim, çayır çimen olsun, çingeneler gelsin, çıplak ayak koşturalım. Kuzu çevrilsin, yayık ayran verilsin (bkz: mevlüd) şaraplar, rakılar, eğlenilsin den ibarettir. Otelde, ya da kokteyl olarak hayal etmedim hiç. Nikah şekeri de gereksiz gelir bana. Hep onun yerine mutfak önlüğü şeklinde yapardım davetiyeyi. Herkes takar gelirdi. Balayı da Allah kerim. Bakıldığında çok talepkar olmayan isteklerim var. Ama bunları isteyen erkek de yok. Erkekler şu an kadınlardan daha lüks düşkünü, daha talepkar. Kadınlar olarak izlediğimiz filmlere, dizilere, kitaplara takılı kaldığımız için, dağları delip, bizimle evlenen prensimiz için her şeye 'evet' diyen, yani cazip olmayan profildeyiz. Akıl sır ermeyen bu duruma yapacak tek şey, Erkin baba dinleyip, ruhumuza söz geçirmek... "bize de bir gün kader güler inşallah"...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder