Nedir yani? Çok şey mi istiyorum anlamadım ki? Facebook'ta ne kadar arkadaşım varsa hepsi aşık, herkes bi mutlu, herkes bi seviliyor, şurada kaç kişiyiz kaç milyon insan içinde sevilmeye layık olmayan bir ben mi varım anlamadım ki?
Hep bir "ben aşık olamıyorum", aman efendim "ben sevgili olacak adam değilim" yok efendim "böyle özgürce takılsak işte ne farkı var sevgililikten" adamları buluyor beni. Artık bayatlamadı mı bu rockstar tripleri? Birilerinin bu adamları uyarması lazım.
Hiç mi sevgilim olmadı? Oldu tabi ama bir de şu tipler var ki sevgili adamlarının içlerinde, onlar da geldi beni buldu. Beyefendiler meşguldür ve kendi programına uygun saatlerde ya da günlerde görüşürsünüz ancak. Ortalıkta gezerken sevgili olduğunuz pek anlaşılmaz zira iki kanka nasıl yürüyorsa öyle yürüyorsunuzdur. Facebook'ta ilişki durumunu güncellemek mi? Ha ha ha, işte en komiği budur arkadaşlar; yurtiçi- yurtdışı bütün tatil, iş gezisi vs fotoğraflarını, küçükken yediği eriği ısırırken çekilen fotoğraflarını bile paylaşır bu adamlar ama iş sevgilisine gelince "reklam etmeye gerek duymuyorum", " o kadar insanın benim sevgilimi bilmesine ne gerek var", " daha zamanı değil" gibi kalıplaşmış cümleleri kullanır ve işin içinden sıyrılmaya çalışırlar. Çok gülüyorum bunlara ben, çünkü yaptıkları çakallık, akıllık vs değil kesinlikle, karşısındakini salak yerine koyup "sevgililik oyunu" oynamak tamamen. Olay basit aslında, adam hatun kişiye yaklaşır, 2-3 sohbet ile nabız yoklar, baktı hatun kişinin de ona meyli var hemen taarruzza geçer ama o da ne hatun kişi gardını almış savunmasını yapıyordur, o zaman er kişi der ki "bu hatun eğer sevgilisi olmazsam benimle sevişmeyecek".
O zaman ikinci perde başlar; lütfen bir buluşma, illa ki şarap alkol kullanmıyorsa da kahve, biraz sohbet muhabbet, kendini öven, nasıl tek eşli olduğunu, ne kadar dürüst olduğunu, ne kadar ince ruhlu olduğunu ortaya çıkaran bir sunumdan sonra gülüşmeler, ince sayılabilecek espriler, belki hatun kişinin gözünde kalan bir tutam saçı arkaya atmak suretiyle hafif bir yakınlaşma kurarak tensel çekimi ölçme şeklinde gece devam eder.
Bu adamlar ilk akşam seni eve bırakırken seninle yukarı gelmeye, sevişmeye o da olmadı kapıda öpüşmek suretiyle biraz oynaşmaya ölürler ama kendilerini "ideal erkek" olarak tanımladıklarından gayet nazik eve bırakırlar ve bir daha görüşmek dileğiyle olay mahallinden uzaklaşırlar. Eve gidince haber vermek olsun, sabah uyanınca "günaydın" mesajı olsun, gayet donanımlıdır bu adamlar. Sonraki günler tatlı bir ilgi ile geçer. Ve saatler ikinci buluşmayı gösterir.
Bu buluşma gayet normal başlar ama biraz daha rahattır artık er kişisi. Gecenin sonu gelmeden daha bir samimidir, daha bir ilgilidir ve bu sefer kesinlikle şarap vardır, ilk buluşmada bunu es geçseler bile, bu adamlar ikinci buluşmada bunu asla esgeçmezler. Eve dönüş vakti geldiğinde artık bir kıpırdanma vardır. Ya bana gidelim der ya da sana gidelim der :) Hayır cevabı karşısında çaresizdir çünkü asıl amacına ulaşmak için çok vakit ve nakit harcamak istemez. Eve gelemese bile illa ki elele yürümekten daha öteye gider. Bu sefer ki mesajlar da hazırdır "tadı damağımda kaldı", "seni çok istiyorum", "daha önce hiç böyle olmamıştım" ve "inan seninle uyumak bile bana büyük haz verirdi eminim" gibi. Bu en sonuncusuna çok gülüyorum ben :) Madem uyumak bile bir haz verecek nedir bu sevişme telaşı arkadaşım? :) Pardon cevabı belli bir soru sordum, özür dilerim sayın okurlar :)
Ve nihayet beklenen gece gelir, hatun kişimiz saf saf iyi niyetine inanır er kişinin ama kazın ayağı öyle değildir. Sevişirsin, harika bir gece geçirirsin, hatta adam eğer gerçekten kitabına oynuyorsa oyununu sarılıp uyuyabilirsin bile. Ancak, sabah büyük bir muammadır. Aslında değildir de muamma olması temenni edilir. Ertesi gün önemli bir kavram kadının hayatında. Aranacak mı aranmayacak mı? İlgi alaka eskisi gibi olacak mı olmayacak mı? Tabi ki asla eskisi gibi olmayacak, belki aranırsın ama o da sırf bir süre daha elde tutulmak için.
Şu sorumluluktan kaçan adamlar deli ediyor beni. Cidden bak.
Bir adam vardı, bildiğin aşıktım,gezelim tozalım sinemaya gidelim sevişelim, herşeyi birlikte yapalım isterdi ama sevgiliyiz demeyecekmişiz,ee oldu başka? :) Yarın bir başkası olursa hayatında söz hakkım olacak mı? Saçmalama sen varken başkası olmaz, e o zaman neden sevgili demiyoruz? Çünkü öyle, ee ööö hmm (burada er kişi saçmalar, abuk sabuk açıklamalar yapar, o kadar abuktur dinlemem bile)
Bir diğeri kalkar der ki, ben sosyal medyada ilişki durumumu değiştirmem ıvır zıvır vır vır vik vik :) Ee daha başka tatlım, söyle güzelim :)
Bu örnekler böyle uzar gider de, hepsini tek bir yazıda harcamak istemiyorum. Zaten bir hikayede anlatmaya vaktim de yetmez.
Belki ben diye anlatırım sonra, belki de "bir arkadaşım" ekolünü kullanır,paravan yaparım, belli mi olur?
Biz de birşeyler kaptık herhalde bu adamlardan :))